bloghane.blogspot.com
bloghane: saat 19:47
http://bloghane.blogspot.com/2011/08/saat-1947.html
Burada vapurlarımız bile benziyor bize. 13 Ağustos 2011 Cumartesi. İftara yarım saat var. Televizyon'da Obama'nın beyaz saray'da Müslümanlara verdiği iftar yemeği ile ilgili. Haberi izliyorum, aklıma Malcolm geliyor birden. Malcolm öldürülmeseydi eğer,. Obama bugün amerika'nın kaçıncı siyahi başkanı olurdu acaba? Veya afrika yoksulluk ile bu kadar hemhal olur muydu gerçekten? Ne var ki, şu mübarek saatte hiç bir şey sana küfretmeye engel değil,. Kaydol: Kayıt Yorumları (Atom). Ah Benim Yarım Aklım. Bugün...
tembelisi.blogspot.com
yaşasın tembellik (Bu blog tamamen mail box forward mail eseridir:))) )
http://tembelisi.blogspot.com/2009/01/bugn-eskisinden-daha-zenginim-diyor.html
Bugün eskisinden daha zenginim, diyor Wilkins, para ve malla degil duygularimla daha zenginim. Anladim ki, sizi etkileyen seyleri degistirmeyi her zaman basaramazsiniz. Ama onlarin sizin üzerinizdeki etkisini degistirebilirsiniz. Bunu basardiginiz anda gerçek zenginligi ve mutlulugu yakalamissiniz demektir. Richard Wilkins Ingiltere'de piyasaya çikan 'Mental Tonic' (Zihin Açici) adli kitabinda yasam felsefesinden süzdügü ilkeleri siraliyor. Gerçek degisim kimi eski seyleri farkli görmeye baslamaktir.
bloghane.blogspot.com
bloghane: bir nev-i alaturka
http://bloghane.blogspot.com/2010/07/bir-nev-i-alaturka.html
Burada vapurlarımız bile benziyor bize. 9 Temmuz 2010 Cuma. Yeni nesillerin fark etmesi, bilenlerin biraz farklı dinlemesi için Nev'den,. Kendine has bir dinleyici kitlesine sahip Nev'in, farklı yönlerini yansıttığı, içerisinde zamanla ruhumuza işleyen 10 unutulmaz alaturka şarkının yer aldığı, dinlemekten bıktırmayan, usandırmayan, coşku ve hüzünü barındıran son albümü. Ve hatta müzik otoritelerine göre, son zamanların en iddaalı albümü! 11 Temmuz 2010 14:00. 12 Temmuz 2010 09:31. Önce dakikalar sayıldı...
bloghane.blogspot.com
bloghane: Mona
http://bloghane.blogspot.com/2011/01/mona.html
Burada vapurlarımız bile benziyor bize. 29 Ocak 2011 Cumartesi. Bir trene atlayalım ve gidelim diyorum bazen Mona. Neresi olduğunun önemi olmasın, herhangi bir yer, biraz uzak. Mesela sen yolluk hazırla bir gece evvelinden, ben biletleri ayarlayayım. Unutmadan üç beş türkü atalım şu Çin malı zımbırtının içine. Ara sıra Amerika, İsrail, Bush, Şaron, vesaire. diye kalaylayayım ben, ihmal etmeyeyim! Önümüzde deniz, arkamızda binlerce kişilk bir koro vardı, susmuştuk! İçimden bir şey geldi,. Dün eşim arkadaş...
bloghane.blogspot.com
bloghane: düzensiz fiiller
http://bloghane.blogspot.com/2010/07/duzensiz-fiiller.html
Burada vapurlarımız bile benziyor bize. 15 Temmuz 2010 Perşembe. Bazen öyle bir an oluyor ki, hiç düşünmeden tüküresim geliyor şu dünyanın düzenine! Her köşe başında mutsuzluk manzaralarını seyretmek sıkıyor insanı, başını nereye çevirirsen çevir bir olumsuzluk, her yeni gün bir önceki günden pek farklı değil, sorunlar üst üste binmiş, sıra sıra dizilmişken bir şeylere sitem etmekte haklı herkes, kimimiz haddinden fazla sorumsuz, kimimiz ise alabildiğine mutsuzuz. Üstelik ulu orta, herkesin gözleri önünde.
bloghane.blogspot.com
bloghane: açık tribün
http://bloghane.blogspot.com/2011/02/ack-tribun.html
Burada vapurlarımız bile benziyor bize. 26 Şubat 2011 Cumartesi. Santraya koşmak istiyorum o benzersiz golden sonra. Meşin yuvarlağın ve formanın ve terin ve çılgınca bağıran o kalabalığın arasına kendimden kurtulmak için, astımdan, sızlayan bacaklarımdan. Ne kadar borcum varsa ne kadar kitapsızlığım, ahmaklığım, hakkını yediğim ne kadar kul varsa onlardan. Hatta bu beklemiş çayın tadından kurtulmak için, santraya koşmak istiyorum, sesimi duyurmak için. O derin pası alıp çizgiye iniyorum anladın ya,.
bloghane.blogspot.com
bloghane: durum şimdilik bu
http://bloghane.blogspot.com/2011/05/durum-simdilik-bu.html
Burada vapurlarımız bile benziyor bize. 1 Mayıs 2011 Pazar. Dünyanın gidişatından Müslüman sorumludur diyordu Muhammed İkbal,. Sonra da karikatür dergileri için yanıp tutuşan bir devir yaşamadığım için kutladım kendimi! Nasıl ki televizyon kültürüm çekirdek misali başladın mı bitiremeyecek cinsten değil, işte öyle bir şey. Mizah acı çeken insan tarafından layıkıyla yapılır, neşesi, keyfi yerinde olan kimse mizahı beceremez' demişti siyasi bir danışman.Peki Cem Yılmaz? Demek ki acıları büyük! Küçük Dünya ...
bloghane.blogspot.com
bloghane: referandum yolunda
http://bloghane.blogspot.com/2010/08/referandum-yolunda.html
Burada vapurlarımız bile benziyor bize. 22 Ağustos 2010 Pazar. Geçtiğimiz gün bir garip koşturmaca arasında, Galata Köprüsü üzerinde yürürken Yeni Cami'den yükselen akşam ezanına eşlik etmenin ve sonrasında oturup sofraya bir yudum su ve bir hurma ile oruç açmanın verdiği o hazza varabildiğim için hudutsuzca şükrettim Allah'ıma. Bir gün daha gelip geçti dedim, kalan . Hadi buna diyebiliriz ki sen bir kuklasın, zaten partinin zihniyeti çürümüş ve kokmak üzere, fakat;. Yavru muhalefet lideri ne yapıyor, ke...
bloghane.blogspot.com
bloghane: bilge kral ...
http://bloghane.blogspot.com/2009/10/bilge-kral.html
Burada vapurlarımız bile benziyor bize. 19 Ekim 2009 Pazartesi. Namı değer ; Bilge Kral . Ömrü boyunca tek bir amaç için yaşamış ve bu amacına varabilmenin gönül rahatlığında vermişti son nefesini,şehit düşen dava arkadaşlarının yanıbaşında ebedi istirahatgahına gömülmekti son vasiyeti, öyle de olmuştu . Garipti, çünkü hepsi Avrupa'nın göbeğinde yaşanıyordu ve kimse ses çıkarmıyordu bu olanlara çok uzun bir süre . Hiç bir zaman metanetini bozmayan ve ömrünü tek bir amaç uğruna yaşayan Bilge Kral. Selam s...
tembelisi.blogspot.com
yaşasın tembellik (Bu blog tamamen mail box forward mail eseridir:))) ): Kent Köylüme Mektubumdur (Oğuz Aral)
http://tembelisi.blogspot.com/2009/01/kent-kylme-mektubumdur-ouz-aral.html
Kent Köylüme Mektubumdur (Oğuz Aral). Ey benim canım, ciğerim, gözümün bebeği, gönlümün kelebeği, yoldaşım, komşum, arkadaşım, şehirde yaşayan köylü kardeşim efendim. Önce gönülden selam eder, hatırını sorar, yüce Mevla’mdan senin için hayırlar ve iyilikler dilerim. Gazete okumadığın için sana yazdığım bu mektubu da okumayacağını biliyorum. Ama yine de yazmadan edemedim. O sıralarda kentin yarısı gibi ben de kirada oturuyordum. O kadar çok ev vardı ve o kadar ucuzdu ki, ev sahibi olmak enayilikti....